21 Şubat 2013 Perşembe

FİLM GİBİ TATİL

      Dönem tatilinde kitap okuyup, yemek pişirip, örgü örüp ve bol bol dinlenirken bir yandan da  film izledim. Bu tatil; bilim-kurgu,komedi, aksiyon ve fantastik filmlerle doldu. Bir hafta içinde 10 farklı film izledik. En beğendiğim üç filmden bahsetmek istiyorum.  İlk film; "Romeo ve Juliet", "Kanlı Elmas", "Başlangıç", "Sıkıysa Yakala" gibi filmleriyle en beğendiğim aktörlerden biri Leonardo di Caprio'nun başrolde oynadığı  bir 2010 Martin Scorsese filmi:
      Zindan Adası  (Shutter Island)

       Olaylar, Dedektif Teddy Daniels'ın Zindan Adasında bulunan bir davayı çözümlemek için adaya ayak basmasıyla başlıyor. İkinci Dünya Savaşı'nın olduğu sahneler ve flashbackler çok etkileyiciydi. Leonardo di Caprio'nun akıcı Almancası da dikkatimi çekti doğrusu. Zamanında siz de benim gibi 6. His filmini sevdiyseniz ve unutmadıysanız bu film çok çok daha ilgi çekici. Filmin sonunda bir daha baştan izlemeliyim hissi uyanıyor insanda.
     Diğer film, iki harika usta Tom Hanks ve Julia Roberts'ın başrolünü paylaştığı hem komik hem dramatik bir biyografi. Charlie Wilson'in Savaşı (Charlie Wilson's War) 1980lerde Texas kongre üyesi olan Charlie Wilson'in gizli saklı ilişkilerini kullanarak Afganistan-Sovyet Rusya savaşında nasıl başarılı olduğunu anlatıyor.

 Filmi izlerken Amerika'nın nasıl enteresan bir güç olduğunu, savaş ve barışın başlaması ya da bitmesinin bazı insan, kurum ya da kuruluşların dudaklarının arasında olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Filmin sonunda Charlie'nin sözleri çok çarpıcıydı. Afganistan- Sovyet Rusya, Amerika ve İsraili o dönemde anlamak adına ben çok beğendim. Julia Roberts ve Tom Hanks'i çok fazla birbirlerine yakıştıramasam da iyi bir ikili olmuşlar. Hele Julia Roberts'ın ayna karşısında kirpiklerini iğne ile ayırdığı sahnede anlattıkları inanılmaz(ama gerçek)
Ve son film Ben Dört Numara( I am number four) son zamanlarda en sevilen türlerden 2011 yapım fantastik ve bilim kurgu filmi.
İzlediğim bu tür filmlerden çok da farklı bir film değildi. Olağanüstü güçleri olan genç John Smith, O'nu yoketmek için gönderilen garip yaratıklardan koruyucusuyla birlikte kaçarak saklanır ama sonunda bir şekilde yakalanırlar. Film bundan sonra aksiyon ve dövüş sahneleriyle devam ediyor. Bir seri filmi olacak gibi tabii filmin gişe başarısı nasıl ona bakmak lazım bir de. Akıcı ve sıkılmadan izlenebilecek bir film.

Hepinize sonu mutlu biten filmler gibi bir akşam diliyorummmmm....



8 Şubat 2013 Cuma

Hem doyurucu hem hafif: Tavuk köftesi

     Kış aylarında hem hareketsizlikten hem de dikkatsizlikten ne yazık ki kilo alıyoruz. Kilo almamak için mümkün olan tek şey de hafif ve aynı zamanda doyurucu yemekler yapmak ve afiyetle yemek:) İşte size hem doyurucu hem hafif bir tarif. Eşim çok sevdi hatta bundan sonra her hafta tavuk köftesi istiyor.

 İçindekiler
Yarım kilo kemiksiz tavuk göğsü
1 adet orta boy soğan
2 diş sarımsak
1 haşlanmış patates
1 yumurta
Öğütülmüş kuru ekmek kırığı
Kekik, nane, karabiber, kimyon
Tuz
Maydonoz
Galeta Unu

Hazırlanışı
*Tavuk göğsü, soğan ve sarımsağı  robottan geçirip kıyma haline getirin
*Hazırladığınız tavuk kıymasının içine yumurta, yaşlanmış patates, ekmek kırığı, tuz, maydonoz ve baharatları da ekleyip iyice karıştın.
*Karışımı özdeşleştirdikten sonra ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yassı köfteler oluşturun.
*Köfteleri galeta ununa bulayın ve bol kızgın yağda kızartın.

Bu arada şalgam suyuyla daha bir lezzetli oluyor, benden söylemesi...
Afiyet Olsunnnn :-)




Buna baktıysan bir de buna bakk

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...